Cannes'da Altın Palmiye almış filmleri izlemeden önce iki kez düşünmek gerekli bence. Nitekim The Square, izlerken de epey düşündürdü. İsveç gibi İskandinav ülkelerinde, yani günümüz metrikleriyle "en gelişmiş ülkeler"de yaşanan güncel sorunlar uzun uzun eleştiriliyor. Hatta bazı noktalarda yine Avrupa tarihinde mevcut olan olaylara sanki geri dönülüyor, bu ve benzeri eleştirileri bence çok başarılıydı. Bir düzine olumlama söyleyebilirim şu anda tabii ancak bir nokta var ki yapımı baştan aşağı olumsuz kılabilir, o da izlemeden önceki modunuz. Oturup iki buçuk saatinizi harcayacaksanız ve bir ödüllü film izleyecekseniz buna hazır olun çünkü The Square bence tam da böyle bir yapım. Servetin adaletsiz dağıtımı, dilenciler ve kalburüstü insanlar üzerinden eleştiriliyor. Bir sahnede nöropsikolojik hastalığından sebeple bir söyleyişiyi dinlenmez hâle getiren adam üzerinden iki farklı görüş savunuluyor. Bunun gibi daha nice parçalar var ki izlerken dikkatinizi çekiyor, sizi de tavır almaya itiyor ve nihayet Östlund dilediğini başarıyor; sizi filmin içine alıyor.